7 Ağustos 2015 Cuma
el boyaması örgü kutusu
Dün bir ce deyip kaçmıştım... Söz bu defa biraz sohbete dalacağım :)
Yıl 98... Moskova'ya gideli 6 ay olmamış daha... Bir arkadaşımın tavsiyesi ile International Women's Club'ı (IWC) yeni keşfetmişim. İkinci defa toplantısına katılıyorum ve toplantı bir elçiliğin residence'inde.. Hangi ülke şimdi hatırlamıyorum. Bir köşede IWC'nin charity (yardımlaşma) kulübünün masası diğer köşede bir Rus bayanın satış yaptığı masa... Yardımlaşma kulübünde görevli olan bayan bir konserin biletini yardım amaçlı satıyor. Konser Moskova Çaykovski Devlet Konservatuar'ının konser salonundaki bir konsere ait. Konservatuarın kurs bölümündeki öğrencilerin yıl sonu konseri. Diğer köşedeki balık etli Rus bayan ise el boyaması takılar satmakta...
Elbette önce konser biletleri alındı ki sonradan hiç pişman olunmadı. Zira ilk defa 8 yaşında bir çocuğun soluksuz bir Beethoven'ı böylesine kusursuz hem de piyanoda çaldığına şahit olundu... Piyano üzerindeki parmaklar hızından takip bile edilemedi....
Ardından balık etli adı hatırlanamayan Rus bayandan el boyaması küpeler alındı...
Demiş miydim? ben bir takı delisiyim...
hele ki el boyaması ya da işlemesiyse...
ki kendim de yapabildiğim halde gördüğüm zaman almaya çalışırım...
Tabi ki aldım...
Hala duruyor ama şu anda yerini bilmiyorum, bulursam bir ara paylaşırım...,
El boyaması, Rus tarzı ve ben yıllar sonra o tarzın uluslar arası adının rosemaling olduğunu öğreniyorum...
Eğer diyorum...
Ben Moskova'da yaşarken gazeteciliğe bu derece balıklama dalmasaydım ya da kulüp ve dernek işlerine bu derece gönüllü olmasaydım... Muhtemelen Rus el sanatlarında daha bir farklı yerde olurdum..
Ama o zaman, Tilbe Saran, Cüneyt Türel, Erol Evgin, Akgün Akova, Sunay Akın gibi çok kıymetli insanlarla günlerimi Moskova sokaklarında geçiremezdim...
Demek ki bu işlere girişmem için doğru zaman buymuş...
Aşağıdaki kutuya gelelim şimdi,,,
Ben bir örgü örerim... Kıskançlıktan parmaklarınızı ısırır bir daha şişi tığı elinize bile almazsınız :D :D :D
Şaka şaka... boyalarla fırçalarla aram ne kadar iyi olursa olsun şiş tığ ve iple aram o kadar da değil, orta şeker diyebilirim...
Olsun eğer o gün beni rengarenk yünler mutlu edecekse o da harika, hatta mükemmel, hatta süper... Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım ;)
Sonuç olarak aşağıdaki kutuyu evimden eksik edemediğim rengarenk yünler ve şişlerim için yaptım :D
Aramızda kalsın bu kutu aslında okey kutusu... Bizim o tarz oyun adetimiz olmadığı için onun yerine yün kutusu yaptım hihihi :D :D :D
Sanmayın ki her gün bir el boyaması bitiriyorum :D o kadar da değil hani :D bu kutuyu boyayalı 2 ay kadar oldu ancak paylaşıyorum ;)
Hepinize keyifli bir akşam ve keyifli bir hafta sonu dilerim... sevgiyle kalın efem :D
6 Ağustos 2015 Perşembe
el boyaması reçel dolabı
Bugün de akşam oldu :) Birazdan sinemaya doğru yola çıkacağız o yüzden hemen paylaşıp kaçıyorum arkadaşlar... Söz yarın uzun uzun yazacağım ;)
Bu da bir türlü şekil alamayan ahşaplarımdan biriydi... Reçel dolabı olarak hayat buldu :) Vişne reçelini hele süt kaymağı ile bir severim ki... O yüzden el boyaması vişneler yaptım...
Yarın sağlığımız yerinde olursa yeni bir blog yazısında buluşuruz :) iyi akşamlar efem ;)
5 Ağustos 2015 Çarşamba
country painting IKEAhack
Belki bu konuda bana katılmayabilirsiniz. Haklı da olabilirsiniz. Sonuçta mobilyanın alasının yapıldığı bir ülkenin insanlarıyız. Hele ki Ankara Siteler deyince...
Ama ne olursa olsun, kolay kurulumu, sadeliği, modernle country tarzını birleştiriş şekli ile IKEA'nın pek çok ürününü seviyorum. Oysa Moskova'dan dönerken bir deha IKEA mobilyası almayacağım diye isyan etmiştim :D 12 yıl boyunca belki de başka seçeneğimiz olmadığı için daralmıştım. Ama bir mobilyayı alıp eve gelip kimsenin yardımı olmadan kurabilmenin tadı da bir başka oluyor. Üstelik boyamaya da çok müsaitler :D Elbette her ürünü için konuşmuyorum. Ama pratik pek çok ürünü var.
Yok valla IKEA'dan reklam falan almadım :D Ama şu sıralar fena halde ikeahack olayına taktığım doğrudur ;) Bu basamağı da 4 yıl öce almış, ha bugün boyarım ha yarın diye bekletiyordum. Üzerinde ne projeler düşündüm... Ama yine elim el boyamasına gitti tabi... İkeahack dediğimiz olay son zamanlarda pinterestte coşmuş durumda. Bir ikea ürünü alıyorsunuz, mobilya olması da şart değil DIY yani kendin yap tekniği ile dönüştürüyorsunuz. Benim de evimde bir miktar IKEA ürünü var. Hatta bir sehpasını yine pinterestte görüp 2 yıl önce hacklemiştim :D merak edene: Vintage Posta Kartı Sehpam..
Bu arada basamağın üzerine boyadığım desen çok beğenerek takip ettiğim ve sık sık internetten şablon ve dergilerini getirttiğim PLUM PURDY'ye aittir. Country painting seviyorsanız mutlaka öneriyorum. Her ne kadar internetten rahatlıkla resimlerine ulaşmak mümkün olsa da ben şablonları elimden geldiğince satın almaya çalışıyorum.
İşte hacklediğim basamağımın önceki ve sonraki halleri... iyi seyirler ;)
4 Ağustos 2015 Salı
rosemaling vestiyer...
Nihayet... :)
işte böyleydi:
şimdi böyle :)
Ben bu rosemaling fırça darbelerini çoook seviyorum :) El boyamasının keyfi bir başka oluyor tabi ;) Ben de bu sıcaklarda verdim kendimi el boyamasına...
Bu vestiyeri çok önceleri kuş desenleri ile boyamaya karar vermiştim. Ama iki kapak boyadıktan sonra içime sinmedi. Aslında onlar da el boyaması idi. Sonra eski Rus reklam afişlerini transfer yapmaya kalktım. O da çok kasvetli geldi. Ben daha iç açıcı bir şey istedim. Bunun üzerine açık turkuaz boyadım, stencil çalıştım. ıııh o da olmadı. Daha cıvıl cıvıl olmalıydı derken sonunda rosemaling tarzında folk art boyamaya karar verdim. Her gün 2 kapak taşıdım atölyeye. Harıl harıl çalıştım. Aslında tatile gitmeden önce bitmişti ama kapakların hepsini yerine takamadığım için paylaşması şimdiye kaldı.
Aradaki askılıklı kısmı ve yan tarafları boyayıp boyamamkta çok kararsız kaldım ancak sanırım boyayacağım :) Daha çok içime sinecek gibi...
Girişim hızla şekil alıyor. Demiştim ya kocaman bir oda kadar girişim var. Tamamının dekorasyonu bitince genel fotoğraf da paylaşacağım ancak hala biraz işi var :)
İşte tek tek kapaklar da böyle:
Bazı kapaklarda boya bekledikçe çatladı. Aslında istem dışı oluşan bir durum bu. Muhtemelen sıcağın alnında cayır cayır güneşin altında vernik sıktığım için. Bu da sabırsızlığımın bir kanıtıdır... Ama ben bu çatlamış görüntüyü de çok sevdim o yüzden müdahalede bulunmadım...
Mobilya boyamaya devam... Şimdi sırada birşey var kiii :) Geç falan demeyeceğim hemen şimdi boyamaya başlayacağım. O yüzden bana müsade :D
3 Ağustos 2015 Pazartesi
el boyaması mavi güllü dolap ;)
Evimi seviyorum... Her ne kadar bahçe diye yanıp tutuşsam da balkona oturunca benim ev de bahçede gibi deyip kendimi avutuyorum :D Evimde en çok da girişimi seviyorum. Neredeyse bir oda kadar. Rusya'daki ufacık evlerden sonra bu ev bana saray gibi ;)
Bu dolap da iki buçuk senedir girişimde boyanmayı bekliyordu. Özellikle girişim için telli yaptırmış ancak bir türlü üzerine ne boyayacağıma karar veremeyip bekletiyordum ki... geçen hafta kolları sıvayıp tam karşısına boyadığım vestiyerime uygun (ups :) bu sürpriz olacaktı parmağımdan kaçtı :D neyse o bir sonraki sefere ;)) mavi güllü alaçatı rengi bir dolap boyadım. Pek bir içime sindi... ne dersiniz?
Şimdi sizce de bunun üzerine şöyle güzel bir kanaviçe pano şık durmaz mı? :) Bence de... Bu konu ile hemen ilgilenmeliyim :D Yakında görüşmek üzere... Serin bir ağustos diliyorum size ;)
28 Temmuz 2015 Salı
Yuvaya döndüm :)
Ankara'dan herkese sevgiler... Eve döner dönmez yine pinterestte görüm uzuuuun zamandır yapmayı isteyip yapamadığım dream catcher yani rüya kapanı yaptım. Ortasındaki danteli de kendim ördüm öhö :D Tığ işini çok iyi bilmesem de denemeler yapmayı seviyorum ;)
24 Temmuz 2015 Cuma
Anamur'da son saatler...
Bu sene de tatilin sonuna geldik... Her ne kadar son bir kaç günü ülkemizde olan olaylar yüzünden sıkıntılı geçse de tatil dinlenme yüzme bakımından keyifliydi... Bu sene de sörf yapamadım. Olsun seneye kısmetse :) Anamur'dan son postumu yaptığım kolyelerle tamamlıyorum. Hair wrap tekniğini biraz değiştirip takıda kullandım. Çok da sevdim... İster kolye ister bileklik :) Çekirdek çitlemek gibi... Bir defa başlayınca durduramıyor insan... Evimi ve atölyemizi çok özledim... Ankara'da görüşmek üzere... sevgiler...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)